CAST AWAY
"Şimdi ne yapmam gerektiğini biliyorum, nefes almaya devam edeceğim. Çünkü yarın güneş yine doğacak, zamanın ne getireceğini kim bilebilir ki?" (Chuck Noland)
Bu cümle Tom Hanks'in "oyunculuğun kitabını" yeniden yazdığı, dramanın dibine vurup "Adam cidden müthiş oyuncu yaa" dedirttiği eski bir filmden alıntı..
Kurulu bir düzeni, geleceğe yönelik planları, yoğun bir işi, ama aslında oldukça sıradan bir yaşantısı olan işkolik kahramanımız Chuck seyahati esnasında talihsiz bir uçak kazasıyla ıssız bir adaya düşer. Altüst olan yaşamında artık yalnızdır ve yüzleşmesi gereken sadece zorlu doğa şartları değil, kendi kaderidir.
Chuck'ın adada başladığı bu yeni hayatta ayakta kalabilmek için temel gereksinimi; temiz su, yiyecek, alet edavat kadar "umut"tur..
Gerekli malzemeleri elde edebilmek için ayıkladığı enkaz kalıntılarından çıkanlar, "ıssız adaya henüz düşmemişlerin" hayatındaki gereksizlikleri de bir bir ortaya koyar aslında.. Evlilik anlaşmaları, tebrik kartları, yeni elbiseler, ayakkabılar, kısacası tüm bunlar sosyal bir yaşam içinde insanlar için değerli, hatta vazgeçilmez unsurlar gibi görünse de, doğa koşulları karşısında çaresiz ve tek başına kalan birey için hiç bir önem arzetmemektedir. Onun dünyasında yapraklardaki su damlalarını biriktirmek, meyve toplamak, balık avlamak. ateş yakmak kısacası hayatta kalmaktır asıl mühim olan.. Bir gün bir geminin onu kurtaracağını umarak, sevdiği kadını düşünerek, enkazda bulduğu bir voleybol topunu dost edinerek geçen 4 koca yıl ve geçirdiği zor günler Chuck Noland'ı yıldırmak yerine hayata bağlar..
Filmin gerisini, izlemeyenler için yorumlamayalım, ancak bu güzel filmle ilgili söylenecek çok söz olduğunu da belirtelim. Film, gereksiz aksiyonlara kalkışmadan, hafif temposuna rağmen izleyicisini ayrıntılarda boğmayan, başından sonuna kadar kendini izlettiren başarılı bir yapım ve Tom Hanks'in usta oyunculuğuyla kesinlikle izlenilesi...